''Hayatımda bir Narsist Var!''
“Bazı insanlar başkalarının kafalarını keserek uzun boylu olmaya çalışır.”
—Paramahansa Yogananda
Psikolog Stephen Johnson, narsisistik kişiliği “erken dönemde alınan psikolojik hasarlara tepki olarak gerçek benlik ifadesini bastırıp, yerine oldukça gelişmiş, telafi edici bir sahte kendilik koyan kişi olarak tanımlamaktadır. Bu alternatif persona genellikle büyüklenmeci, diğerlerinden üstü, bencil ve oldukça kibirli biri olarak karşımıza çıkar. Narsisistik yapı gösteren kişilerde en sık kullanılan savunma düzeneklerinden biri idealizasyondur. Bu kişiler kendilerini veya kendilerinin uzantısı olarak gördüğü kişileri idealleştirir. Narsisistik kişiler için, erken dönemdeki giderilmemiş ihtiyacı kapatmanın en kolay yolu, insanları etkileyip onları kendilerine hayran bırakmaktır. Ne kadar önemli bir insan olduğundan, neleri başardığından, nelere sahip olduğundan bahsederler, kendi saygılarını bu şekilde arttırmaya çalışırlar. Kendilerini sürekli övmeleri, çok özel ve büyük başarılar kazanmış biri olarak kendilerini yansıtmaları; aslında kendisine ve etrafına değersiz biri olmadığını gösterme ihtiyacından kaynaklanır.
Avusturyalı-Amerikalı psikiyatrist-psikanalist Wilhelm Reich, narsisizm fenomeninin; özünde kendilik saygısını düzenlemeye yönelik olduğunu kaydetmiştir. Çocukluk döneminde büyüklenmecilik ihtiyacı görülmemiş, giderilmemiş kişiler yetişkin olduklarında bu ihtiyaçlarını, bu şekilde bir kişilik geliştirerek gidermeye çalışırlar. O gün karşılanmamış ihtiyaçlarını bugün karşılamaya çalışırlar. Bu kişiler kusurluluk şemaları gelişmiş kişilerdir.
Özetle kendilik saygımızı korumak için yaptığımız faaliyetlere; narsisistik faaliyetler denir. Narsisizmin patolojik boyutunu belirleyen ise; buna ne kadar ihtiyaç duyulduğudur. Narsisizm her sağlıklı bireyin ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak sağlıklı narsisizmde kişi kendine saygı duymak için sürekli dışarıdan beslenmeye ihtiyaç duymaz ya da başkalarının olumsuz düşüncelerinden doğrudan etkilenmez. Sağlıklı narsisizmde kişi değerli ve saygın hissetmek için sürekli başkalarından onay ve takdir görme gibi bir ihtiyaç hissetmez. Eleştiriler karşısında da güveni kolayca zedelenmez ve hemen savunmaya geçmez. Sağlıklı narsisizm geliştiren kişilerde kendilerine bir inanç ve özgüven vardır. Kendilerindeki artı ve eksileri görüp bunu kabul etmekte zorlanmazlar. Aslında her çocuk biraz narsisttir. Çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren kendi istek ve arzularına yönelirler. Karşılarındaki kişi ne yapıyorsa yapsın, çocuk o an istediği şeyin bir an önce karşılanması dışında başka bir şey düşünmez. Çocuğun bu narsisistik ihtiyaçları, anne ve baba tarafından sağlıklı bir şekilde karşılanırsa sağlıklı narsisizm gelişir. Eğer çocuk ilgi ve sevgi görmeden, düzenli olarak eleştirildiği ve değersizleştirildiği bir evde büyürse de kusurluluk şeması geliştirir. Kendini kusurlu ve değersiz hisseder. Sağlıksız narsisizm de bu şekilde doğmaya başlar. Yani öğrenilmiş bir tepki olarak narsisistik faaliyetler çıkar ortaya.
Narsisistik kişilik ile Narsisistik Kişilik Bozukluğunu ayırmak gerekir. İkisi farklı şeylerdir. Patolojik narsisizmde kişiler kendinden hiç memnun değil, özünde kendini çok kusurlu ve yetersiz görürler. Bu şekilde kabul edilmeyeceklerine inandıklarından sürekli maske altında yaşarlar. Yarattıkları yansıma ile bunu korumaya çalışırlar. Kişilik bozukluğu olan kısımda bir çok araştırmacı ve teorisyen Narsisistik Kişilik Bozukluğu’nun en az iki alt tipi olduğuna dikkat çekmektedir (Pincus & Roche, 2011; Ronningtam, 2012; Russ ve ark., 2008; South ve ark., 2011). İlk alt tip, büyüklenmeci ya da ‘kötücül’ narsisizm, DSM-IV-R’nin tanı kriterleri ile tutarlı olarak hak görme, benmerkezcilik, kibir, empati yoksunluğu ve kişilerarası sömürücülük özellikleri ile betimlenmiştir. Buna karşılık, ikinci alt tip olan ‘incinebilir ya da kırılgan’ narsisizm, diğerlerinin tepkilerine aşırı duyarlılık, öz-saygı dalgalanmaları, yetersizlik hisleri ve psikolojik stres ile ilişkilendirilmiştir (Russ ve ark., 2008; South ve ark., 2011). Her iki tipin de büyüklenmeci ve benmerkezci tutumlar sergilediği vurgulanmasına karşın, incinebilir ya da kırılgan narsisistlerin bunu altta yatan yetersizlik duygularının aşırı telafi stratejisi olarak kullandığı belirtilmiştir. Yani kırılgan narsisistler altta yatan özgüvensizlik ve yetersizliklerini kapatmak için bu stratejiyi uygularlar.
Narsist insanlarla iletişim kurmak veya duygusal manipülasyonları ile başa çıkmak oldukça zorlayıcı bir süreç olabilir. Çünkü narsisistik kişiler için terapiye gitmek ve birisinden yardım istemek oldukça zordur. Bu kişiler kendilerindeki eksiklikleri genellikle kabul etmezler. Çoğu Narsisistik kişiler başka bir fiziksel rahatsızlık ile doktora başvurup doktorun yönlendirmesiyle terapiye başlar. Ancak siz bunlara maruz kalan bir konumdaysanız, sağlıklı sınırlar belirleyerek ve ruhsal sağlığınızı ön plana koyarak bu zorluklarla baş edebilirsiniz.
****Narsisistik savunmaları olan her kişiye Narsisistik Kişilik Bozukluğu tanısı koyamayız. Tanı için daha derinden ayrıntılı inceleme yapmak gerekir.
Sağlıklı Sınırlar Oluşturma
-Kişilerarası konularda (romantik ilişkilerde, iş ve arkadaşlık ilişkilerinde) sorun yaşama olasılıkları oldukça yüksektir. Bu nedenle narsisistik eğilimler gösteren insanlarla etkileşimde bulunurken, sağlıklı sınırlar belirlemek önemlidir. Kendinizi korumaya almak ve duygusal olarak sağlıklı kalmak için sınırlarınızı net bir şekilde ifade edebilirsiniz. Bu sınırlar konusunda tutarlı bir tavır sergilemelisiniz. Burda tutarlı olmak çok önemlidir.
-Bu kişiler insanlara karşı güvensiz ve sürekli şüpheci oldukları için, sizi de bu döngünün içerisine alıp kendinizi kötü hissetmenize neden olabilirler. Kendinizi sürekli açıklama yapma ihtiyacı hissederken bulabilirsiniz. Bu döngüyü fark etmeli ve bu davranışınızı durdurmalısınız.
-Narsist bireyler duygusal manipülasyon yöntemine oldukça sık başvurdukları için bu konuda tetikte olmak gerekebilir. Sizi gerçeklikten yavaş yavaş uzaklaştırdıkları için, sürekli kendinizi sorgular bir şekilde bulabilirsiniz. Kendinize olan inancınızı artırmak, narsisistik kişinin manipülasyonlarına karşı daha dirençli olmanıza yardımcı olabilir ve sizi sabote etmesinin önüne geçer.
-Partner ilişkisinde de partnerlerinin özgüvenlerini düşürerek kendilerine bağımlı hale getirirler. Bu yüzden ilişki sürecinde özgüveninizi ve partnerinizin size karşı tutumunu gözden geçirip bir aksiyon alabilirsiniz. Biten bir ilişkiden sonra geri dönme ihtimalleri- eğer tekrar etkileme imkanı olduğunu düşünüyorsa- oldukça yüksektir. Bu bir döngü haline gelebilir onlar için. Bu döngüyü fark edip kendinizi korumalısınız.
-Narsisizmi soldan sağa doğru bir spektrum olarak düşünürsek, narsisizm boyutu sağa doğru şiddetlenir. Aşırı uçta olan ve ortada kendini gösteren narsisistlerin özellikleri ve esneklikleri farklıdır. Çevresel koşullara göre bu şiddet azalıp çoğalabilir. Spektrumun aşırı uç noktasında olmayan daha ılımlı narsisistler değişebilirler. Ama bu değişimin olabilmesi için durumun farkında olmalı ve değişime karşı olumlu bir tutum içinde olması gerekir.
-Narsisistlerin tetiklediği bazı kişilik örüntüleri vardır. Bu noktada kendinizi keşfedip, sizi onlara iten şemalarınızı, kişilik yapılanmalarınızı fark etmeye çalışabilirsiniz. Örneğin; terk edilme, duygusal yoksunluk ve boyun eğicilik gibi şemalarınız varsa, narsisistler bu alanı kullanmaya çalışırlar. Bu döngüden kendinizi kurtarmanın en önemli yolu ise; kendinizi tanımaktır.
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
Pincus, A.L. & Roche, M.J. (2011). Narcissistic Grandiosity and Narcissistic Vulnerability. The Handbook of Narcissism and Narcissistic Personality Disorder: Theoretical Approaches, Empirical Findings and Treatments, John Wiley& Sons: New Jersey.
Reich, W. (1933). Character Analysis. New York: Farrar, Straus, and Giroux, 1972.
Young, J. E. & Klosko, J.S. (2011). Hayatı Yeniden Keşfedin, Psikonet Yayınları, İstanbul.
Comments